Web Tasarım

Kekilli Herşeye Rağmen Almış Başını Gidiyor...

O'nu ilk kez Reha Muhtar'ın haberlerinde gördüm. Adı Murat Kekilli. Genç, sevimli bir şarkıcı. Ama Muhtar, o gece aynı fikirde değildi. Ona göre Kekilli, insanları intihara sürükleyen bir toplum düşmanıydı. Haber ilgimi çekti, biraz daha izledim. Bu genç adam bir beste yapmış ve şarkısı dillere pelesenk olmuş. Şarkının ismi "Bu akşam ölürüm, beni kimse tutamaz". Ne var bunda diyeceksiniz. Ama kazın ayağı öyle değil. Meğer bu şarkı insanları intihara teşvik ediyor, ölüme sürüklüyormuş. Tam 17 kişi bu melodiyi dinleyince intihar etmiş. Kim etmiş, nerede etmiş? Bilen yok. Kısaca palavranın dik âlâsı. Ama Reha Muhtar'ın muhabiri, elinde mikrofon, Murat Kekilli'yi bir köşeye sıkıştırmış soruyor: "Sizin şarkınız yüzünden 17 kişi intihar etmiş. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?" Çocuk şaşkın, çaresiz kendini savunuyor: "Bunu kim söylemiş. Bana bir tek isim verin." diyor. Ama acemi muhabir, emri büyük yerden aldığı için ısrar ediyor: "Kabul ediyorsunuz değil mi? Sizin yüzünüzden 17 kişi intihar etmiş." Muhabbet böyle sürüp gidiyor. Somut tek bir isim yok. Dedim ya, hepsi palavra. Sonra Reha Muhtar ekranda beliriyor ve patlatıyor nasihatını: "Ketili misin, Kekili misin, adını bile bilmiyorum, arkadaşlarıma sordum onlar da bilemediler ama insanları ölüme sürüklüyorsun. Onları hayata bağlamaya çalış, bir sanatçının görevi budur. Bak Ebru Gündeş'e, ondan ders al" (Ne demekse). Reha Muhtar'ın bu nasihatına rağmen, Murat Kekilli'nin şarkısı gün geçtikçe dillere dolanıyor. Sanki ona inatmış gibi. Birkaç gün sonra Hürriyet gazetesinde onunla ilgili tam sayfa bir röportaj. Murat, giderek ünlü oluyor. Ama bunun bedeli de yok değil. Röportajın başlığı şöyle: "İntihar provokatörü rock'çı". Muhabir kardeşimiz attığı başlıkta zaten kararını vermiş. Derler ya, hem savcı hem yargıç. Soruyor: "İnsanları intihara sürükleyen bir şarkı ile ünlenmek sizi rahatsız etmiyor mu?" Ama Kekilli'nin verdiği yanıtlar son derece aklı başında. 'Habercilerle' dalgasını geçiyor ve şarkının nasıl ünlü olduğunu şöyle anlatıyor: "Bu şarkıyı 12 yıl önce yine aynı şirkette kasete okumuştum. Tutmadı. Kimse almadı... Sonra ağustos depreminde, enkaz altında kalan evlerden birinde, küçük bir kâğıda yazılmış 'Bu akşam ölürüm' adlı bir şiir çıkmış. Bir gazetede 'Muhtemelen bunun şairi de ölmüştür' diye de bir yazı yayımlanmış. Ertesi gün firmanın sahibi beni çağırdı, 'Şarkıyı yeniden yapacağız' dedi." Aynı gazetede, aynı röportajın yanında, Özdemir İnce'nin (dolaylı bile olsa) bu konuyla ilgili bir yazısı var. "Şair arkadaşlarım 26 yıldır intiharı pazarlıyor" başlığı ile yayımlanmış. Özdemir ince, Albert Camus'den, Gothe'ye kadar birçok yazarın intihar konusundaki görüşlerini aktarmış. Ve yazısını şu son cümlelerle bitirmiş: "Fransız şair Tristar Cabral ilk kitabını güya intihar etmiş genç bir şairin eseri olarak yayımlamış ve birkaç hafta içinde büyük üne kavuşmuştu. O ün hâlâ devam ediyor." Ne adammış bu Murat Kekilli. Herkese rağmen almış başını gidiyor. ÇÜNKÜ ONUN ŞARKISINI İNSANLAR SEVİYOR. Siz seversiniz, sevmezsiniz. Orası kimseyi ilgilendirmez. AMA LÜTFEN, BU GENÇ İNSANLARIN ÖNÜNÜ KESMEYİN. Var olmayan iddiaları gerçek gibi göstermek, ona buna hakaret ederek ucuz kahramanlıklara soyunmak koca koca insanlara hiç mi hiç yakışmıyor. Şarkıları kendi başına bırakın. Onlar gidecekleri gönülleri bilirler.